Milano’dan sabah saatlerinde Venedik’e gitmek üzere ayrılıyoruz. Yolculuk yaklaşık üç saat sürüyor. Otobanda 3 yerde para ödüyoruz. Tam bir soygun. Venedik’e girince otopark için bayağı sıra bekliyoruz.Aracı park edip çıkıyoruz heyecandan yürümüyor koşuyoruz adeta.
Sular üzerinde kurulu sıra dışı bir şehir. Yüzlerce kanal ve köprü var. Kara yolu yada araç yok. Ulaşım Kanallar üzerindeki deniz taksi veya gondollarla sağlanıyor. Ambulans da polis aracı da kanallar üzerinde.
Arnavut kaldırımlarına benzeyen ara sokakları ile bir an kaybolma hissine kapılıyorsunuz. O kadar çok sokak var ki. Ancak sonradan öğreniyoruz. Nereye gidersen git sonunda çıkacağın yer San Marco Meydanı.
Bu şehir gerçekten suların üzerinde mi kuruldu diye merak etmiyor değil insan iyi de nasıl? Araştırıyoruz gerçekten o taş duvarlı güzelim yapılar, suyun altına çakılan kazıkların üzerine kurulmuş . İlginç de bir tarihi var.
Su sağlamak için açılan artezyen kuyuları Venedik’i batırmaya başlamıştır. Artezyen kuyularının kullanımı 1960’tan sonra yasaklanmış ve batma süreci yavaşlamıştır. Ancak şehir hala sular altında kalma tehlikesini taşımaktadır.
Romantik şehrin sembollerinden biri de siyah gondollar. Önceleri ulaşım amacıyla kullanılan gondollar bugün artık bu işlevini yitirmiş ve turizm aracı haline gelmiştir. Ama baştan söyleyeyim gondollarla gezinti ucuz değil.
Ancak pizza çok ucuz .Ara sokakta dilim pizza satan bir küçük büfe tarzı bir yerde ayak üstü yedik , çeşit olarak çok fazla idi hemde çok lezzetli idi. Şiddetle tavsiye ediyorum
Venedik sokaklarında gezerken edineceğiniz bir şehir haritasıyla istediğiniz yerleri görebilirsiniz. Yönlendirme tabelalarını takip etmeniz yeterli.Bizde aynısını yaparak Rialto Köprüsü üzerinden San Marco meydanına çıkıyoruz. San Marco Meydanını o kadar büyük ki, ne kadar uzağa gidersek gidelim fotoğraf kadrajının dışında güzellikler kalıyor.
Belki de dünyanın en güzel meydanlarından biri olan San Marco Meydanında San Marco Bazilikası, 99 metre yükseklikteki Aziz Mark’ın Çan Kulesi, ve Torre dell’orologio isimli saat kulesi meydana ayrı bir hava katıyor. Festival gösteri ve konserlere ev sahipliği yapan meydan mağazaları, cafeleri Restoranları ile şehrin merkezi konumunda.
San Marco Meydanı’nda şehrin ünlü müzelerinden olan Correr Müzesi ve bünyesindeki Arkeoloji Müzesi yer alıyor
Venedik ziyareti için hangi mevsim uygun olur bilmiyorum ama temmuz olmadığı kesin inanılmaz sıcak yorgunlukla birleşince gezme işkence halini alıyor. Serinlemek için türlü yollar deniyoruz.
Akşam üstü biraz alışveriş yaparak otoparka kadar yürüyoruz. Aşırı sıcaktan bunalmış bir halde Venedik gezimizi noktalayıp Zagrep’e doğru harekat ediyoruz.