Budapeşte

Belgrad’ dan ayrıldıktan sonra A1 ve E 75 otobanını takip ederek sınıra vardık yollar düz manzara enfes Sırbistan yemyeşil bir ülke. Otoban ücreti 3,5 euro yu  gişelerde ödedikten sonra Macaristan gümrüğüne girdik burada hiç beklemeden sınırı geçtik. Tabi yine vignette bu kez 12 euro ödedik. Akşam saatlerinde konaklayacağımız otele vardık otel bizi biraz hayal kırıklığına uğratsa da moral bozmadık. Biraz dinlendikten sonra Budapeşte’yi gezmeye çıktık.

20160702_191905.jpg

Tuna nehrinin ayırdığı buda ve peşte’nin  birleşmesiyle Budapeşte adını alan şehirde bugün 2 milyona yakın kişi yaşamaktadır.

Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1526 da alınan şehir 19.yüzyıl başlarında Avusturya-Macaristan imparatorluğuna bırakılmıştır. Burada bulunan Osmanlı eserlerinin çoğu yok edilmiştir. Habsburg hanedanlığı tarafından yönetilen şehrin 1900 ‘de dörtte biri yahudiydi. 1.Dünya Savaşı sonunda Avusturya Macaristan İmparatorluğu yıkılınca Macaristan Cumhuriyeti ilan edildi.2.Dünya Savaşında Almanlar tarafında tahrip edilen şehirde ki yahudilerin yarıya yakını katledilmiştir.Bu savaştan sonra komünistlerin hakim olduğu şehirde 1960 yılında başlayan gösteriler üzerine Sovyet tankları şehre girmiş ve üç bine yakın kişi hayatını kaybetmiştir. 1989 yılındaki devrimle komünistler iktidardan düşürülmüştür.

Şehri gezmeye başlamadan arabayı tren garı otoparkına park edip hemen karşısındaki kebapçıda bol porsiyon döner yedik.

20160702_201636.jpg

Gezimize Gillert Hill’ e çıkarak başladık Tuna’nın etrafında ışıldayan kenti tepeden seyrederken rüyada gibiydik.Tepede komünist dönemden kalma bugün adı özgürlük heykeli olan anıtın altında oturup bol bol fotoğraf çektik.Araçla gidecekler için tepe’de park yeri var sıkıntı çekmezsiniz.

20160702_213839_Night.jpg

IMG_3371.JPG

Gecesi ayrı bir güzel Budapeşte’nin Araçla şehrin simgesi olan köprülerin üzerinden geçerek şehri turladık. Parlamento Binası da masallardan fırlamış gibi ışıl ışıl parlıyordu.

20160702_225028.jpg

Yorgun ama mutlu bir şekilde otele dönüp hemen uyuduk
Ertesi sabah geziye Kahramanlar Meydanından başladık. Arabayı Tren İstasyonunun önüne park edip meydana kadar yürüdük.

20160703_113452.jpg

20160703_122206.jpg

Heykeller ve müzelerle çevrilmiş bu meydan Macarların Avrupa’ya gelişinin 1000.yıl anısına yapılmış.

IMG_3543.JPG

20160703_125338.jpg

Meydanın çevresinde büyük bir park var. Parkın içinde ki gölet’de su bisikletlerine binip gezdik çok keyifliydi.

20160703_130432_HDR.jpg

Kahramanlar meydanından sonra  parlamento binasının yanına aracı park edip bu görkemli yapının etrafını gezdik içine girmedik ama dış görünüşü de bizi büyülemeye yetti. Neo gotik ve neo rönesans mimarisi ile inşa edilen bina 1902 yılında bitirilmiştir.Binanın çevresinde bol bol heykeller ve müzeler var.

20160703_162637.jpg

20160703_163124.jpg

Parlamento binasına yakın nehir kenarında 2. dünya savaşında sırtından vurularak öldürülen Yahudileri temsil eden ayakkabı heykelleri yapılmış.

20160703_165640.jpg

Nehir kenarında yürüyerek Zincirli köprüye geliyoruz. Buda ve Peşte’yi birbirine bağlamak üzere 1849 yılında inşa edilen köprünün dört ayağı üzerinde oturan aslan heykelleri var.Bu yüzden bu köprüye aslanlı köprüde deniyormuş.

20160703_170705.jpg

Vaci Utca caddesi de Budapeşte’nin turistik ve haraketli caddelerinden en önemlisi araç trafiğine kapalı olan bu caddede gezip yemek yedikten sonra budin kalesine gitmek üzere burdan ayrıldık.

20160703_181050.jpg

Buda kalesine çıkmak için  kaleye 100 metre kala aracı parkedip yürüdük daha sonra asansörle kaleye çıktık buradan budapeşte görüntüsü muhteşem burada Picasso resim sergisini gezdik. Saray, meydan, müze gibi görülmeye değer eserler var ama biz sergiyi tercih ettiğimiz için çok gezemedik.

20160703_144543.jpg

20160703_153810.jpg

 

Akşam saatlerinde Viyana’ya gitmek üzere Budapeşteden ayrılıyoruz. Gördüğümüz ilk Avrupa şehri olması, görkemli yapıları geniş caddeleri düzenli trafiği ile bir gözümüz arkada şehirden ayrılıyoruz.

IMG_3336.JPG