Avrupa gezimizn Almanya durağında önce Nürnberg’e uğrayıp akşam saatlerine kadar gezdik daha sonra Karslruhe’ye geçtik burada akrabalarımızın yanında konakladık.
Ertesi sabahki rotamız en çok merak ettiğimiz romantik şehir Heidelberg.
Almanyanın Baden Württemberg eyaletinin kuzeyinde Almanya’nın güneyinde yer alan kent Karlsruhe’ye yaklaşık 50 km. Frankfurta ise 80 km. Şehre yaklaştıkça heyecanımız artıyor.
Tepelerinde yeşilin her tonu, muhteşem güzellikte akan Neckar nehrinin ikiye ayırdığı, ormanların arasında bir vadiye kurulan, kırmızı kiremitli çatılı binaları , kalesi, tarihi köprüleri ve üniversitesi ile bir masal şehri Heidelberger.
Biz ilk olarak eski şehirden 80 metre yüksekteki kaleye çıkıyoruz. Muhteşem güzellikte bir ormana yaslanmış kale 13.yüzyıla ait.
Girişinde bir saat kulesi bulunan kalede, çeşitli sergilerin düzenlendiği Alman Eczane Müzesi yanı sıra, 1751 yılından kalma, dünyanın en büyük ahşap fıçısı da bulunuyor. Kale tiyatro, müzikal, opera ve klasik müzik konserleri için kullanılıyor.
Benzerine daha önce rastlamadığımız büyümenin bile bozmadığı doğal ve tarihi yapısı bizi büyülüyor. Kalede bol bol fotograf çektikten sonra taş merdivenlerden yürüyerek şehre iniyoruz. Bu ambiansın içinde kendinizi kaybedebilirsiniz.
Merdivenlerle ortasında bir Herkül heykeli ve çeşme, bulunan Marktplatz Meydanı na iniyoruz.
Meydan çevresinde çok sayıda hediyelik eşya satan dükkanlar ve açık havada masaları bulunan kafe ve restoranlar yer alıyor.
Neckar Nehri ile kale arasında kalan Hauptstrasse caddesi 1,5 km’lik bir uzunluğuyla, Avrupa’nın sadece yayalar için ayrılmış olan en uzun caddesi unvanına sahipmiş.
Dükkanlar çok güzel dekore edilmiş, birbirinden ilginç ürünler satan dükkanların, cafe ve restaurantların bulunduğu caddede keyifle yürüyoruz. Sarmaşık ve çiçeklerle süslü binalara bakıp bol bol fotograf çekiyoruz.
Bugün Almanya’da üniversite denilince akıllara ilk gelen üniversitelerden birisi olan, Heidelberg üniversitesi çok köklü bir geçmişe sahiptir. Heidelberg Ruprechts Karl Üniversitesi, 1386 yılında Heidelberg’de kurulmuştur.
Almanya’nın en ünlü ve prestijli üniversitelerinden olan ve bir çok bilim adamı yetiştiren ve kazandığı Nobel ödülleri ile dikkat çeken üniversite, dünyanın her tarafından gelen öğrencilere eğitim veriyor.
Ayrıca Heidelberg Üniversitesi kütüphanesi oldukça zengin ve geniş kaynaklara sahip olarak tanınan bir kütüphane imiş.
Yemek için bir çok alternatif var ama çekiyor mu bizi nedir yemek yiyeceğimiz yerlere bakarken yine bir Türk lokantası karşımıza çıkıyor. Burada bildiğimiz lezzetlerle karnımızı doyuruyoruz. Ancak sahipleri pek konuksever değil çay olmasına rağmen müşteriye vermiyoruz dediler. Türkiye’de pek karşılaşmayacağınız durum. Burada ki Türklerin yaşadığı yere pek uyum sağladığını söyleyemeyiz ancak kendi değerlerini de unutmuşlar.
Heidelberg’de ilgi çeken diğer bir yer de nescar nehri üzerindeki Karl Theodor Köprüsü.
Kırmızı taşlardan 1788 yılında Alman Prens Theodor tarafından yaptırılan köprü savaşta yıkıldıktan sonra halk tarafından toplanan paralarla yeniden yapılmış. Üzerindeki heykellerle şehrin simgesi haline gelen köprü görülmeye değer.
Köprü üzerinden nehri izlemekte çok keyifli.Bizde bir müddet nehri ve üzerinde kano yapanları izleyerek nehrin diğer tarafına geçtik
Köprüyü geçtikten Filozoflar yolu olarak anılan dik, dar ve meyve bahçeleri arasından çıkılan bir yamaca doğru yürümeye başlıyoruz.
Çıkılması biraz zor bayağı bir efor sarf etmeniz gerekiyor.Bizde çıkarken durup durup ancak kartpostallarda görebileceğimiz güzellikte manzarayı hayran hayran seyrediyoruz.
Zamanında Üniversite öğrencilerinin ve hocaların yürüyüş yaptığı, kızlarla erkeklerin buluştuğu zaman geçirdiği bu yere filozoflar yolu denmiş. Zira şehrin en romantik yeri bu şehri gezecekler filozoflar yoluna mutlaka uğramalı.
Filozoflar yolunda geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Arabayı Kale’ye yakın bir yere park etmiştik. Çıkmak için bu kez Tramvaya biniyoruz. Çok yorulduk zira.
Ormanın içinden yürüyerek otoparka ulaşıyoruz. Şehrin güzelliğinden adeta sarhoş olmuşcasına buruk ayrılıyoruz bu romantik şehirden.
merhabalar;
Bende araç ile avrupa turu yapmak istiyorum ancak en büyük çekincem yüksek yeri sıkıntısı tüm yazılarınızı okudum hemen tüm şehirlerde şehir içinde farklı farklı park yerleri bulmuşsunuz. sormak istediğim bu park yeri ücretleri nedir ve trafik vs durumları şehir içlerinde çok oluyormu.
BeğenBeğen
Merhabalar; gezdiğimiz şehirlerde trafik hiç sorun olmadı. Park yeri konusunda da hiç sıkıntı çekmedik cadde kenarlarında park otomatları var hem çok çok ucuz hem de mesai saatlerinden sonra ücretsiz.
BeğenBeğen