16.6.2017

Dubrovnik’ ten Mostar’a gitmek üzere sabah erkenden yola koyuluyoruz. Kahvaltıyı yolda yapmayı planlıyoruz. Güneşli ama yakıcı olamayan bir havada olağanüstü güzellikteki doğayı özümseyerek yol alıyoruz.

 Kahvaltı yapmak için ilk bulduğumuz bakery önünde durup balkanların meşhur böreklerinden ayaküstü atıştırıyoruz.

Genelde seyahatimizde yol güzergahını bir sürprizle karşılaşmamak için önceden iyice kontrol edip planlardık.Ancak bu kez doğanın güzelliğine kapılıp navigasyona kendimizi emanet ediyoruz. Bir süre dağ yoluna tırmanıyoruz.

Tereddütlerimiz tepeyi aşıp gümrük kapısını görünce dağılıyor ama biraz sonra yanlış geldiğimizi görevli yüzümüze acı acı haykırıyor. Aslında yol yanlış değil kapı Bosna Hersek ‘e açılıyor. Ancak sadece o yörede oturanlar içinmiş. Mecburen geldiğimiz yolu tekrar geri dönüp normal uluslararası yola giriyoruz. Burada da ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Hırvatistan gümrüğünden çıkıp Bosna gümrüğünden giriş yapıyoruz. Biraz gittikten sonra tekrar Bosna Hersek gümrüğünden çıkış Hırvatistan giriş ve nihayetinde tekrar Hırvatistan çıkış Bosna giriş

 

Bayağı zorlu bir yolculuktan sonra öğlen Mostar’a ulaşıyoruz.

Dağların arasına sıkışmış ve Neretva nehrinin ikiye böldüğü şehir tahminimizden daha büyük. Bosna Hersek’in Hersek bölümünün başkentiymiş aynı zamanda.Balkanlar ki  iç savaş Mostar’ı da vurmuş şehirde bunun izlerini görüyoruz.

Şehir’de iki etnik grup var. Hırvatlar şehrin batı tarafında Boşnaklar ise doğu tarafında yaşıyor. Mostar’ın sembolü köprüye doğru giderken  taş döşeli dar sokaklarda kurulmuş bir çok hediyelik eşya satan dükkanla karşılaşıyorsunuz.

Köprünün çıkışında diğer tarafında ise “Bakırcılar Çarşısı” denen ve el yapımı bir çok ürün bulabileceğiniz çarşı var.

Bir an önce köprüyü görebilmek için çarşı gezisini sonraya bırakıp doğrudan köprüye yürüyoruz.

Bir çok tarihi olaya tanıklık eden köprü bize çok farklı duyguları yaşatıyor. Mostar Köprüsü 1566 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. 1993 yani 427 yıl ayakta kalan köprü 1993 yılında hırvat tanklarından çıkan bombalarla yıkılmıştır.

Tarihi öneminin yanında bir çok dinden insanları da birleştiren köprüye verilen önem nedeniyle nehre düşen taşlar dalgıçların da yardımıyla tek tek toplanarak aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. 24 metre yüksekliğinde ve 30 metre uzunluğundaki köprü restorasyonu 2004 yılında tamamlanmıştır.

Köprünün her iki yanında kuleler var. Eskiden burada askerler şehre gelebilecek tehlikeler için sürekli nöbet tutarmış.Şu anda müze olarak kullanılan kulelerde Köprünün yeniden yapım süreci hem belge ve hemde tanıtım filmleriyle gezenlere sunuluyor.

Mostar Köprüsünü ve kulelerini gezip bol bol fotoğraf çektikten sonra çarşılara geçip alışveriş yapıyoruz.

Mostar saat kulesi ve Osmanlıdan kalan birkaç tane cami köprüye yakın mesafede yürüyerek görülebilir.

 

Gezmek hem yoruyor hem de acıktırıyor. Köprünün hemen çevresinde lokanta ve cafeler var menüsünde çay olan birini seçip karnımızı doyuruyoruz.

Mostar çevresinde görmek istediğimiz yerler olsa da yol yapım çalışmaları nedeniyle yol bulmakta zorluk çektik.Bu yüzden bu gezileri iptal etmek zorunda kaldık.

Dönüş yolunda dağ yolunu mu kullansak diye tereddüt ediyoruz zira aynı ülke sınırlarını çifter çifter geçmek düşündürüyor. Ama buna rağmen sahil yolunu tercih ediyoruz.